Rahmi Koç Müzesi için "öğrencilerimizin iyi vakit geçireceği bir sürü nesne, etkinlik var" diye okumuştuk ancak gittiğimizde görmüş olduğumuz bin bir çeşit nesne ve etkinlikler karşısında öğrencilerimiz ve öğretmenlerimizin gözleri parladı, başları döndü.
Gezenleri zamanda mini bir yolculuğa çıkaran müzeye hayran kalmamak elde değil. İstanbul´da hatta Türkiye´de böyle bir müzeye sahip olduğumuz için gururlandık, müze için emeği geçenlere gıyaplarında şükran duyduk.
Rahmi M. Koç Müzesi Hakkında Bilgi
Haliç kıyısında Hasköy´de kurulu olan Rahmi Koç Müzesi deniz kıyısında geniş bir alana kurulmuştur. Türkiye´nin ulaşım, endüstri ve iletişim tarihine ışık tutan müzede dolaşırken, daha önce binmiş olduğunuz arabanızı gördüğünüzde nostalji yaşıyor, çok değil birkaç yıl öncesinde kullandığınız bilgisayarınızı gördüğünüzde teknolojinin ne kadar hızlı ilerlediğine şaşırıyor, bazen de sanayi devrimi ile kullanılmaya başlanan araçları gördüğünüzde kendinizi zaman yolculuğuna çıkmış gibi hissediyorsunuz.
Antika Arabalar, Beyaz eşyalar ve Işıklı Yer Küresi
İlk dikkatimizi çeken araba koleksiyonunun olduğu bölümdü. Antika arabalar, yakın zamanlara kadar sokaklarda gördüğümüz Anadol, Tofaş gibi arabalar, renkli renkli lüks arabalar hepsini teker teker inceledik, bol bol resim çektik.
Ondan sonraki bölüm öğrencilerimiz için daha da eğlenceliydi. Bu bölüme evde kullanılan bulaşık makinesi, fırın, çamaşır makinesi gibi beyaz eşyalarının çalışmalarının gözlemlenebileceği saydam makinalar konulmuştu ve bu makinelerin düğmelerine basarak çalışırken iç kısımlarındaki hareketli parçalar izlenebiliyordu. Doğal olarak öğrencilerimiz tarafından tüm düğmelere tek tek basıldı, sabırla hepsinin çalışması izlendi.
Sonrasında ışıklı yer küresinin yanına geçtik. Dünyamız, güneş sistemi ve galaksimiz hakkındaki resimleri inceledik.
Planetaryumdaki Keşif Küresi
Yolun karşısındaki Lengerhane binasına geçerek bahçesindeki planetaryumu (gökevi) bulduk. Keşif küresi diye adlandırılmış olan planetaryumda koltuklarımıza yerleştik ve aya yerleşmiş bir kolonide yaşayan çocuk ve dedesi gözünden dünyamız hakkında bilgiler edindik. Dinozorlar, gök taşları, volkanlar, dünya ve uzay hakkındaki film yeni bilgiler keşfetmeye aç öğrencilerimizin çok hoşlarına gitti.
Lengerhane Binasında Maket Trenler, Uçaklar...
Keşif Küresi sonrası müzenin ikinci sınıf tarihi eser kapsamındaki güzel Lengerhane (çıpa ve zincir binası) binasının içindeki koleksiyonları gezmeye koyulduk. Matbaalar, kameralar, maket tren, uçak ve gemiler, planörler, buharlı makineler koleksiyonları arasında dolaşırken müzenin ne kadar zengin ve kapsamlı olduğunu daha bir idrak ettik. Bu kadar çok koleksiyonun bir araya getirilebilmiş olmasına hayran kaldık.
Lengerhane binasının katları arasında bir koleksiyondan diğerine dolaşırken kimi öğrencilerimiz bir düğmeye basıp maket tren setini çalıştırdı, kimileri de bir buharlı makinenin çalışmasını izledi.
Lengerhane sonrası yine yolun karşısına geçip bu sefer açık alandaki uçaklar, otobüsler, arabalar arasında dolaştık. Açık alandaki hem küçük uçağa hem de müzenin ortasındaki kocaman uçağa bindik. Uçaklardaki pilot kabinine kadar gidip, eski zamanlardaki teknolojilere bir göz attık.
Renkli Matematik Dünyası Katı
Biraz soluklanıp enerji depoladıktan sonra öğrenciler için en eğlenceli kısım olan "Renkli Matematik Dünyası" katına geçtik. Bu katta her şeye dokunmak, deney yapmak serbest.
Öğrencilerimiz küpleri yan yan dizerek Mimar Sinan´ın köprülerinden inşa ettiler; ekrana uzaklaşıp yaklaşarak ekranda grafikler çizdiler; bir çarkın çevrilmesiyle tüm çarkların nasıl döndüğünü gördüler. Öğrencilerimizi "Renkli Matematik Dünyası" katından zor ayırdık. Sadece bu katta çocukların bilimle iç içe eğlenmesi için bile Rahmi Koç Müzesi´ne gelinmeli diye düşündük.
Tersane Binası
Müzenin tersane binası kısmını keşfetmeye devam ettik. İlk başta sadece Lengerhane binasından oluşan müze, o binaya sığamayınca tersane binasına doğru genişletilmiş. Osmanlı Deniz Hatları Şirketinin (Şirket-i Hayriye) tersanesi olan bu kısımdaki binalar aslına uygun olarak restore edilmiş ve burada da birçok eser sergilenmeye başlanmış.
Biz antika arabalar arasında dolaştık; eski yarış arabalarına göz attık. Zeytinyağı fabrikasının nasıl çalıştığını inceledik, tersanedeki balıkçı teknesine çıktık. Atla giden tramvaylara şaşırdık, ilk modern tramvaylarda Kadıköy-Moda hattında vatmanlık yaptık.
Günün sonunda harika bir gezi geçirmenin tatlı yorgunluğu vardı üzerimizde. Tabii tek bir günde sergilenen bir sürü koleksiyona sadece yüzeysel bakma fırsatımız oldu. Buraya belki onlarca sefer gelinmeliki, var olan binlerce eser tam olarak sindirilebilsin. Rahmi M. Koç Müzesi kesinlikle İstanbul´daki gizli bir hazine ve yediden yetmişe tüm kişilerin zevk alacağı birçok eser ile dolu. Bu hazinenin herkes tarafından en kısa zamanda gidilip keşfedilmesi dileğiyle...